FRİGLER Kimlerdir ? neden
tarihleri karanlıktır , Frigce içinde 30 kelime Yunanca sözcük bulunduğu
icin yunan uygarlığı denmiştir.. Tarafsız , değişik kaynaklardan , daha
yakından dikkatlice , günümüzden başlayıp geriye doğru ters açı ile birde biz
inceleyelim bakalım.. Derlemelerimizi , bu yönde yapalim . Derleme
kaynaklarimızı, Günümüz tarihçilerinden ve asıl önemli olan antik cağ
tarihçilerinin eserlerinden alalım ve derlememizi öyle yapalım dedik..
FRİGYA UYGARLIĞI
(MÖ 750 - MÖ 300)
Frigler, Ege Göçleri ile Anadolu’ya
gelen Balkan kökenli boylardan biridir. Ancak siyasi bir topluluk olarak ilk
defa MÖ 750’den sonra ortaya çıkmışlardır, Midas döneminde ise
(MÖ 725-695/675) bütün Orta ve Güneydoğu Anadolu’ya egemen, güçlü bir krallık
düzeyine ulaşmışlardır. Avrupa kökenli oldukları halde kısa bir süre içinde
Anadolululaşmışlar ve bir yandan Helen, öbür yandan
Geç Hitit etkileri altında kalmış olamakla birlikte özgün
ve FARKLI bir kültür oluşturmuşlardır. Friglerin maden ve ağaç
işçiliğinde, dokumacılıkta üretikleri eserler Helen piyasasında beğeni kazanmış
ve Helenli ustalar tarafından taklit edilmişlerdir. Makara kulplu bronz
tabaklar ve bronz kazanlar; dönemin “teknolojik” bir başarısı olan altın, gümüş
ve bronzlardan yaylı çengelli iğneler (fibulalar); değerli
madenlerden giysi kemerleri, tokalar ve zengin bezemeli tekstil ürünleri;
geometrik desenlerle süslü mobilya eşyası bunlar arasındadır. Frigler,
Helenlere ayrıca müzik alanında da esinlenme kaynağı olmuşlardır.
FRİGLERİN TARİHİ
Güçlü bir uygarlık kuran Friglerin tarihi ve sosyal yaşamı ile ilgili
bilgilerimiz ne yazık ki yeterli değildir. Bu konudaki ilk bilgileri antik
yazarlardan öğreniyoruz. Tarihçi Herodot ile coğrafyacı Strabon’a
göre Frigler, Avrupalı o dönemin Slavcasını konuşan bir kavimdi ve
Anadolu’ya gelmelerinden önce “Brigler” olarak anılıyorlardı.
Friglerle ilgili bu yazılı kaynakları ve bölgedeki kazı sonuçlarını
değerlendiren bilim adamları Friglerin, büyük olasılıkla MÖ 1200’lerde Trakya
ve Boğazlar üstünden Anadolu’ya geldikleri, ilk yıllarda Trakya ve Güney
Marmara Bölgesi’nde geçici yerleşim merkezleri kurduktan sonra Batı Anadolu’nun
iç kesimlerine yayıldıklarını ileri sürmektedirler. Friglerin Anadolu
topraklarında ilk siyasal birliği kurmaları MÖ 750 yıllarına rastlar.
Friglerin bilinen ilk kralı ülkenin başkenti Gordion’a adını
veren Gordias’tır. Dağınık Frig topluluklarını siyasal bir
birlik altına toplamayı başaran bu kral ve yaşadığı dönemin siyasal olaylarıyla
ilgili bilgilerimiz yok denecek kadar azdır. Tarihçi Arianos’a göre
Gordias Thelmessos’lu (Fethiye) bir kadınla evlenmiş ve Midas adını
verdiği bir oğlu olmuştur. Midas Friglerin bilinen tek kralıdır (Araştırmacılar
Frig krallarının hepsine Midas denildiğini belirtmektedirler). Midas’ın ünü
kendi ülkesinin sınırlarını aşıp, Batı Anadolu kıyılarındaki Yunan kentlerine,
hatta Kıta Yunanistanı’na dek yayılmıştır.
Başlangıçta Eskişehir, Afyon, Ankara ve Sakarya vadilerini içine alan bir
bölgede yerleşen Frigler, sonraları Kütahya’dan Kızılırmak’a, Ankara’dan Denizli’ye
dek olan bölgede güçlü bir uygarlık oluşturmuşlardır. Midas’ın Frig tahtına
geçtiği ilk yıllarda ülkenin en önemli düşmanı Asurlar’dır.
Midas, Kyme
kralının kızıyla evlenir). Öte yandan fildişi tahtını Yunanistan’daki Delfoi
Apollon Tapınağı’na armağan ederek Kıta Yunanistanı ile ilişkileri
güçlendirir. Gordion’da yapılan kazılarda ele geçen Yunan çanak-çömlekleri bu
ilişkilere ait diğer örneklerdir. Fakat tarihçilerin anlayamadığı ve şimdiye
kadar aydınlatamadığı belli başlı önemli Noktalar vardır.. Frigler madem
yunanlıydı neden slavca konuşuyorlardı..
Asurlar’la barış yaparak Güneydoğu sınırlarını güvenceye aldıktan sonra
batı ülkeleriyle dostça ilişkiler kurmaya yönelir (Batı Anadolu kentlerinden
MÖ 700 yıllarına doğru, Kafkaslar üzerinden Doğu Anadolu’ya giren Kimmerler,
önce bölgedeki Urartular’ı güçsüzleştirdikten sonra Kızılırmak’a kadar
uzanırlar. Frig-Kimmer savaşı sonunuda Frigya tamamen tahrip olur. Kral Midas
ise öküz kanı içerek yaşamına son verir (MÖ 676). Yeniden Batıya Balkanlara kaçan
Frigler, dilleri olan Slavcanın konuşulduğu Balkan dağlarında küçük
beylikler halinde bir süre daha varlıklarını sürdürürlerse de Lidyalıların
egemenliğine boyun eğerler.
Frigler, başlıca Gordion (Yassıhöyük), Pessinus
(Ballıhisar), Dorylaion (Eskişehir) ve Midas’da
(Yazılıkaya) yerleşmişlerdir.
FRİGYA UYGARLIĞI
a. Dil ve Yazı
Frig uygarlığını kuranların, bir türlü aydınlığa kavuşturulamayan yazı ve
dilleri üstüne bilgilerimiz oldukça sınırlıdır. Friglerin başlı başına bir yazı
sistemi vardı. Kaynağı ve gelişimi henüz aydınlatılmamış olan bu yazı bir
taraftan Arami, Slav diğer taraftan Ege yazı
sistemlerinin etkisi altında meydana gelmişe benzemektedir. Frig yazısı henüz
tümüyle çözülememiş olmasına karşın okunabilmektedir. Ancak bu okuma, “Midas”
ya da “Ana Tanrıça” gibi çok bilinen sözcükler için geçerlidir.
Gordion’da bulunan bronz vazoların bazılarında Erken Yunan yazısının
alfabesine benzeyen Frigçe yazılar görülmüştür. Kayalara yazılmış yazıtlarda da
aynı yazıları görmek mümkündür. Bunların hepsi, tarih olarak MÖ VII. yüzyıla
kadar çıkar. Frig ve Yunan alfabelerinin aynı Fenike
kaynağından gelmesi olasıdır. Frig alfabesi MÖ V. yüzyıla kadar kullanılmıştır.
Frig dili olan Baltoslavca ise Yunanca ile karışarak MS II. ve III. yüzyıllara
kadar yaşamıştır. Frig diline ait kalıntılarla Yunan yazarlarından gelme olan
otuz kadar yunanca sözcük ise bu dili tam olarak açıklamaya
yetmemektedir. Fakat genel olarak bu dilin Hint-Avrupa dilerinden olduğu ve
içinde İslav, Baltik ve hatta Frig öncesi Hitit
dillerinden de sözcükler bulunduğu söylenebilir.
Onlardan kalan yazılı belgeler yok denecek kadar az olduğundan, edebiyatları
hakkında da bir bilgimiz bulunmamaktatır; fakat Frigyalılar hayvan öykülerinin
bulucuları olarak kabul edilir.
b. Mimari
Frigya sanat ve mimarisi konusunda bilgi edinebilmek için, Anadolu’nun
çeşitli Pazarlı’da
tümülüs şeklindeki mezarlarda veya kayalar içine oyulmuş zengin cepheli
binalarda yapılan kazılara başvuruyoruz. Frigler, özellikle maden işçiliğinde
çok ileri gitmişlerdi. Kaya ve taş mimaride kullanılan malzemeyi işlemek için
madenden çeşitli aletler yapıyorlardı. Frigler zamanında korunaklı kalelerin
varlığı, Pazarlı kazılarından anlaşılmıştır. Yüksekçe bir tepenin üzerine
yapılmış olan bu kalenin içinde muntazam dörtgen şeklinde küçük evler vardı.
Evlerin temelleri taştan, üst kısımları tahta hatıllarla
desteklenmiş kerpiçten yapılmıştı; damlar ise ahşaptı. Çatı ve dış cephelerin
bazı kısımları boyalı kabartmalarla süslü toprak levhalarla kaplanmıştı. Bu
türden toprak levhalara Pazarlı’dan başka Anadolu’nun çeşitli yerlerinde ve
özellikle Gordion’da rastlandı. Bunlardaki resimler ve nakışlar Frigya
sanatının, Anadolu’da eskiden beri köklenmiş geleneklerin, doğudan (özellikle Mezopotamya)
ve batıdan (İonya ve Yunanistan) etkilerle geliştiğini
göstermektedir. Bu mimarinin en iyi örnekleri Eskişehir ve Afyonkarahisar
arasındaki eserlerde görülür. Bunlar zengin süslemeli tapınak kalıntılarıdır. Alınlıklarında
bir pencere bulunmaktadır. Frig ahşap mimarisinin Likya’da da
görülen bir çeşidi Eski Bronz Çağ prototiplerine kadar gider.
Bu mimari aynı zamanda erken doğu mimarisini de etkilemiştir. Klasik geleneğe
göre frizi ilk defa Frigler kullanmıştır.
yerlerinde, özellikle Gordion, Midas şehirleri ve
Kaynaklar :
The Western Anatolian
Pioneers of the Writing of History in Antiquity: III- Hecataeus of Miletus , Greek
Historians. Hecataeus of Miletus, Cografyacı Agathemeros , Suidas ,
Hekataios , Diodoros Sicilus X.25.4 , Strabon , Bizans görevlisi
Peter of Sicily'nin ve öteki Bizanslıların Grekçe yazdığı metinleri,
Janet Hamilton ve Bernard Hamiltonun İngilizce çevileri ..
Zaman ve olanak buldukça ınternet, görsel yada yazılı medya, doğruluğu tam kanıtlanmış yazılı belge ve bulgulardan faydalanarak elimden geldiğince bilgilendirme yazılarıma devam edeceğim. SAYGILARIMLA - Si Zdrav. N.D