Tarih Öncesi

BALKANLARDA TARİH ÖNCESİ VE ERKEN UYGARLIKLAR POMAKLAR. Pomak Gelinlerde Yüz boyama geleneği nereden geliyor ?
Tarih Öncesi Çağlar
Bu büyük kadim uygarlıkların öncesine ait tüm sosyal örgütlenmeler, üzerinde “tarih öncesi” yazan büyük bir kutunun içine yerleştirilmişti.O halde tarih, neydi ??
Tarihöncesi veya Prehistorya (Latince, præ = önce + Yunanca, ιστορία =tarih), insanlığın yazının bulunmasından önceki dönemi. Tarihöncesi dönemler arkeoloji tarafından araştırılır. Tarihöncesi dönemin uzunluğu, bölgelere göre değişiklik gösterir. Kimi bölgelerde 2 milyon yıl öncesinde yaşanmaya başlayan bu dönem, insanlığın geçirdiği en uzun aşamadır. Taş Devri ,Eski Taş Çağı , Yontma Taş Devri , Paleolitik Çağ 2,5 milyon yıl - M.Ö. 12000 Orta Taş Çağı ,Avrupa'da Mezolitik Çağ Neolitik Kültür Evresi M.Ö. 9000 - M.Ö. 5500 Bakır Devri ,Bakır Taş Çağı , Kalkolitik Çağ , Maden Taş Çağı Erken Kalkolitik M.Ö. 5000 - M.Ö. 3000 Orta Kalkolitik Geç Kalkolitiktir . Balkanlarda ve Pomakların olduğu bölgelerde yerleşim ve kültürel uygarlıkta değişim olmadı , erken dönem kültürlerin devamı seklinde yaşatılmakta, gelinlerin yüzünün boyanması Neolitik kültür cağından  günümüze devam etmektedir. Meseleyi doğru biçimde ortaya koyarsak, tarih ve “tarih öncesi” arasındaki ince çizgiyi hangi ölçüt belirliyordu?  Gimbutas’ın çalışmalarının sağladığı değerli katkıyla birlikte ortaya çıkmaya başlayan resim, binlerce yıl önce neolitik düşünürlerce geliştirilip kullanılan sembolojinin karanlıktaki bölümlerine ışık tutarak tarih öncesi dönemlere ilişkin düşünce ve anlayışımızdaki boşlukları doldurmaya yardımcı oldu. Bu, Balkanlarda ilk erken dönem uygarliklar ve pomak tarihinin en eski kozmoloji ve inancını yeniden ortaya çıkarmak demekti; daha azı değil.

Pomak göreneklerinde  Gelinlerin  Yüz boyama geleneği nereden geliyor ?

  “Tarih çağları” adıyla andığımız son beş bin yıl, kültürümüze her anlamda
ağırlığını koyan ve elbette kadınların sosyal statüsünü düşürürken tanrıçanın rolünü de buna paralel olarak arkaya itmekle işe başlayan “ataerkilliğin”, ürkütücü hikâyesine sahne oldu. Tanrıça Kültü birdenbire ortadan yok olmadı tabii; hatta aslına bakılırsa teslim olmadan önce yüzyıllar boyunca yeni duruma direndi. Bronz Çağı’nın “çoktanrılılık” olarak adlandırılan inanç sisteminin içinde tanrıça figürleri de bulunuyordu ama bunların statüleri eril baştanrıya “yardımcı”, “anne” ya da “eş” olmaya indirgenmişti. İ.S. dördüncü yüzyılda Roma İmparatorluğu erkek-egemen tektanrıcılığı kabul ettiğinde, “tanrıça kültü”nün sonu da ufukta belirmişti artık. Pomakarian Göçmenleri ile birlikte gelen ve Roma imparatorluğu mitolojisinde`de adı  gecen  ve Pomakarianların smolyani kavminin Tanrıçaları olan çocukların koruyucusu Dadazashta ( Abeona)  ve  doğmamış bebekleri besleyen  ( Nithor ) bebezashta dır.   Romalılarda Abeona ve Nithor adında tanrıca olarak  ayni sekilde mitler sembolize edilerek ananeler devam etirilmistmis bu isimler  zamanla Pomakarian kavimleri arasindada ayni isekilde fakat degisik bir sive  kullanilarak günümüze kadar gelenek olarak yasatilmistir. Pomak kavimleri arasinda ve yöresel degisikliklere maruz kaldigi halde, özü korunup  Gelinlerin ergenlik cağına giren genç kızların yüzleri boyanarak ve pullanarak devam etmiştir. Balkanlarda Roma öncesi dönemden kalan Pomakarianlardan smolyani kavminin Tanricasi Bebeklerin ve çocukların koruyucusu Tanrıca ( Abeona)  dadzahsta  gelenek seklinde  sadece Pomak ulusu içinde kültürel olarak 1500 yıldır yaşatılmaya devam etmektedir. Pomakarian kavimlerinde Neolitik cağ Tanrıçaları  Pomakarian Göçmenlerinde ve şimdiki Pomaklarda  binlerce yıldır kadınların farklı kişiliklerini yansıtan sembolik karakterler olarak etkili olmuşlardır.  Erken
Neolitik dönemde göç etmeye başlayan Pomakarianlar da ,  Zaman zaman tanrısallıktaki veya tanrılardaki dişil-eril ilişkiler monizmde farklı bir köken bulabilir; burada daha tanımlı ve kesin bir monoteizm - politeizm karşı kavramlarından farklı olarak Tanrıça ve Tanrı, bir tek aşkın monadın cinsiyetleri olarak görülür  ve genelde Düğün , evlilik ve doğum gibi törenlerde Tanrıcalar ;  yüz , vücut . el , kol  boyama ve süsleme seklinde sembolize edilirdi.
Her kültürde, özellikle de antik politeistik mitoloji ve inançlarda tanrıçalar çeşitli benzer özellikleri paylaşsalar da, farklı şekil, rol ve adetlerle ortaya çıkmıştırlar.

    Yerleşmiş düşünceye göre ana kriter, insan aklının en etkileyici ürününün, yani yazının geliştirilmesi ve yoğun biçimde kullanılmaya başlamasıydı. Balkanlara ilk olarak, yaklaşık bir milyon yıl önce geldiği düşünülmektedir. Günümüzden on dört bin yil öncesine dayanan kültür tarihinin en uzun dönemi olan bu süreç “Eski Tas Çağı” ya da “Avcılık Toplayıcılık Dönemi” olarak adlandırılmaktadır. Bu dönem boyunca av ve yenebilir bitki – yemiş  toplayıcılığına dayalı bir beslenme düzeni ve göçebe bir yasam biçimi hakim olmuş, kalıcı  barınaklar yapılmamıştır. Oldukça uzun olan bu süreç içerisinde,
dünya iklimi ile birlikte Balkanların  ikliminde de önemli değişiklikler olmuş, birbiri ardına kuru soğuk iklim dönemleri, on binlerce yıl bölgeye hakim olmuştur. Bu dönemde, insanların el becerilerinde önemli gelişmeler olmuş ve aletlerin büyük bölümü çakmak taşından yongalanarak, ya da ağaç ve kemikten yapılmıştır. Paleolitik döneme ait Balkanlarda bilinen en eski ve önemli buluntular,  Rodop dağlarından  gelmektedir.  Doğu Avrupa, ile Balkanlarda ilk 400 sene 137 nesil süren  Pomakarian göçleri ile başlayan yerleşik düzen ve uygarlık gelişimi ve  Eski yerleşimlerdeki düzen yalnızca cinsiyetler arası mutlak eşitliği içermekle kalmıyor, dişil nitelikleri de yüceltiyordu – bu, Gimbutas’ın “matrist” ya da “matrifocal” (anne merkezli) adını verdiği ve spiritüel yaşamın liderliğini kadınların üstlendiği bir düzendi. En dikkat çeken nokta, bu erken toplumların kesinlikle barışçı bir karaktere sahip olmalarıydı: Savaşın, silah üretiminin ya da düzenli bir “savaşçı yetiştirme” sisteminin varlığına ilişkin en küçük bir iz bile bulunamamıştı. Mutlak bir eşitlik içinde birlikte çalışıyor, üretiyor, hasat yapıyor ve ortaklaşa paylaşıyorlardı.

Çanak Çömleksiz Neolitik dönemin ardından kentleşmenin başlangıcına kadar süren gelişmeler, Çanak Çömlekli (ya da Geç) Neolitik ile Erken ve orta Kalkolitik dönemleri kapsar. Neolitik ve Kalkolitik dönemler geleneksel olarak birbirlerinden Neolitik insanların kullandığı yontma ve cilalı taş aletlere ek olarak Kalkolitik dönem insanların bakır ve tunç aletler kullanmasıyla ayırdedilir. Ancak Çanak Çömleksiz Neolitik dönemde de sınırlı sayıda bakır aletler kullanılmasına karşın, Geç Kalkolitik dönem öncesi kazı yerlerinde bulunan maden miktarı çok azdır.

Kaynaklar : History - Before 2006-2007 Academic Year Course Descriptions
Balkanlar El Kitabı 1 Osman Karatay Bilgehan A. Gökdağ
TAR 102 Uygarlık Tarihi II (3,0)3 204 Tarih Metodolojisi ve Bibliyografyası II

  Zaman ve olanak buldukça ınternet, görsel yada yazılı medya, doğruluğu tam kanıtlanmış yazılı belge ve bulgulardan faydalanarak elimden geldiğince bilgilendirme yazılarıma devam edeceğim. SAYGILARIMLA - Si Zdrav. N.D