Etnik üst kimlikler ve Pomaklar


Ezilen ulusların tarihlerini büyük Uluslar yazarlar ve böyle oduğunu kabul ettirirler.


    Toplumlarda kabile, aşiret, milliyet ve millet şeklindeki süreç kendine özgü bir diyalektiğe sahiptir.

Sınıflı toplumun ürünü olarak doğmazlar. Kapitalizm olmadan da ulus olabilir. Ulus şekillenmesinde dil, kültür, tarih ve siyasal güç daha belirleyici rol oynar.” Sosyal bir varlık olan insanın ve toplumun, ortak yaşam-ortak üretim eyleminde, kendine has, kendi zaman ve mekanına uygun geliştirdiği örgütlenme biçimleri vardır. İşte bu klandan başlar günümüzde ulusa kadar hatta ulusu da aşan örgütlenme biçimlerine kadar varır. Bunu yaratan, toplumun ortak yaşam kültürüdür, aynı topraklarda yaşama, aynı dilde konuşma, aynı acıları ve sevinçleri paylaşma, toplu emek harcama gibi faktörlerdir. Yoksa tepeden egemenlerin iktidar araçları sonucu ortaya çıkmaz. Bilakis egemenler burada olumsuz, dağıtıcı ve parçalayıcı bir rol oynar. Birleştirici ve biriktirici, geliştirici olanlar, üretimi gerçekleştiren iktidarın dışında kalan güçler,  halklardır.

       Burada halkların geliştirdiği değerler üzerine konan ve onu kendine mal eden egemen iktidar olgusunu görebilmek ve ayırt edebilmek önemlidir. Çünkü Pomak halkı icin yazılan tarih gerçek sahiplerini yok sayarak ve egemen güçlere ait kılınarak yazılan, yani çarpıtılarak yazılan bir tarihtir. Dolayısıyla ortaya çıkan sonuçlarda Pomak halkının, varlığı görülmez ve tüm bunlar matematikteki etkisiz
eleman rolüne büründürülür ve herkes de buna inandırılır. Oysa Pomak halkının tabandaki bu gelişimi, önü alınamaz bir gelişimdir ve gerçekten kendine ait ve ihtiyaçlarına cevap veren bir tarzda gelişim gösterecektir. Dikkat edersek hangi ad altında olursa olsun bu tabandan gelişen örgütlenmeleri, belli bir süreden sonra egemen olan iktidar güçleri kendi çıkarlarına uygun bir yapılanmaya kavuşturur, kendine benzetmeye başlar. Tabii ki bu çarpıtma var olan gerçekliği ortadan kaldırmaya yetmez. İnsanlığın değişik biçimlerde ortaya çıkardığı mücadeleler ve bunun geliştirdiği alternatif zihniyet, gerçekliği daha doğru çözümleme ve yerli yerine oturtma noktasında gelişim göstermektedir. Nitekim bilimin ve teknolojinin bu denli geliştiği ve insanlık mücadelesinin artık daha da derinleştiği çağımızda, artık tarihi yalanlar deşifre edilip gerçekler daha güçlü açığa çıkarılmaktadır.

      Ulus özünde egemen ve ezici değildir. Ulus olgusunu ezici hale getiren, milliyetçi bir mecraya

sürüklenmesi, sınırlara hapsedilmesi ve devletle özdeşleştirilmesidir. Ki bunun önemli bir nedeni de uluslaşma sürecinden dışlanmasıdır. Ulus-devletler ve bunun temel ideolojisi milliyetçilik, başarısını ezilen ulus üzerinde egemenliğini inşa etmesine ve bu anlamda kücük gördügü etnisiteyi dışlamasına borçludur. Ulus-devlet ve milliyetçilik, kesinlikle egemen karakterlidir. Egemen ulus zihniyeti, anti-demokratik karakteriyle hiçbir özgünlüğü tanımaz, farklılıkların kimliğine saygı göstermez, iradesini tanımaz. Bunun içindir ki uniter ulus-devlet oluşumları, mevcut ulusal sınırlar içerisinde çok çeşitli etnik yapılanmaları tek bir potada eritme politikasını esas almışlardır. etnisite boyutunda yaşanan teklik, ulusal boyutta da tekliği getirmiş ve bu zihniyet kendini daha sonraları zaten saf ırk anlayışına, kadar da götürebilmiştir.
Sonuçta ezilen 18 yüzyil baslarinda gelisen ulusal müadelelerde halklar egemen ulusal güçlere karşı mücadelelerinde başarı kazandılar. Ancak o ulusun sınırları
içerisinde, demokrasi, özgürlük, eşitlik ve adalet boyutunda gelişimi ölçü aldığımızda aynı başarı gösterilemedi. Dünyanın hemen her bölgesinde, her ulusun içinde, sosyal, ekonomik, ahlaki, kültürel sorunlar çözülmedi, uluslar hala yoğun olarak bu sorunlarla boğuşmaktadırlar. O halde ulus mücadelesi, salt egemen güce karşı mücadele olarak ele alınamaz. Ulus mücadelesi, her şeyden önce bu sanal ‘tek’lik hastalığından sıyrılabilme mücadelesidir. Aynı topraklar üzerinde ortak yaşayan tüm etnik kimlikleri bir özne olarak görmek kadar Pomak halkının kimliğini de tanımak, onun kültürel ve yaşamsal ihtiyaçlarını tüm ezilen halklarin yaşamsal ihtiyaçları olarak görmek, doğru bir ulus ve ulusal mücadele anlayışıdır. Ki bunun kendisi de demokratik ulus yaratmaya tekabül eder.

Üstün IRK , Milliyetçilik, Küreselleşme, Etnik üst kimlikler, ve Pomaklar

                                                        Türkiye’de etnik azınlıklar

  Türkiye, milliyetçiliğin gitgide güçlendiği ve milletin bütünlüğünün korunmasına çok önem verilen bir memleket olduğu halde uzun ve çeşitli bir tarihe sahip olduğu için çokkültürlü bir

toplumu var. Dolayısıyla sınırları içinde birçok etnik grubun azınlık olarak yaşaması kaçınılmaz ve bu makalede açıklayacağım gibi bu, memleketin genel kültürel yapısına ve durumuna çok yansıyor.
      İlk önce konuyu daha iyi anlayabilmek için azınlık konusunu genel bir şekilde ele alalım. İnsan Haklarıyla Temel Özgürlükleri Koruma Toplantısına göre bir azınlık şöyle tanımlanıyor: Vatandaşı olduğu ve sıkı bağlar beslediğı bir devlette yaşayan; farklı etnik, kültürel, dinsel ya da dilsel özelliklere sahip olan; nüfusu yaşadığı devletteki genel nüfustan daha az olan; ortak kimliğini korumak isteyen bir grup.
       Okuduğum bir makaleye göre üç tür azınlık varmış: Dinsel, etnik ve dilsel. Bununla birlikte bu kategoriler üst üste binebildiği için benim fikrimce Türkiye’deki azınlıklara gelince onları tek tek bu üç kategorinin birisine koymak neredeyse imkansız. Mesela etnik bir azınlık olan Pomaklar dilsel) bir azınlık olarak da tanımlanabilir.
     Atatürk’ün hayata geçirdiği reformlara göre ülkenin bütünlüğünün korunması son derecede önemli olduğundan bazı siyasi çevrelere göre Pomaklar gibi büyük bir azınlığın varlığı bu bütünlüğü tehdit edebilirdi. Sonuç olarak bir azınlığın kimliğinin korunmasını sağlamaya yardım eden dili tamamen unutturuldu. Türkiye’nin çokkültürlülüğü inkar edilemez.

    Fakat, sonuç olarak söylemek istiyorum ki azınlıklara yeterli derecede saygı göstermeyerek ve haklarını
tamamen tanımayarak Devletler çok büyük bir hata yapıyor. Ben, bir memleketin azınlıkları milletin bütünlüğünü tehdit etmeyip daha doğrusu haklarına saygı gösterilerek bir ülkenin karakterini ve kimliğini zenginleştirebilir diye düşünüyorum.

Milliyetçilik, Küreselleşme, Etnik Azınlıklar

A) Milliyetçilik
1)      Bir duygu, ideoloji, hareket olarak milliyetçilik.
2)      Milliyetçi hareketin tarihsel örnekleri (K. Amerika, B. Avrupa, L. Amerika, Balkanlar ve O. Avrupa. 19. Yüzyılda emperyalizme dönüşmesi. 1930’larda Avrupa’da faşizmin doğması. Azgelişmiş ülkelerdeki farklı model. G.Afrika’da ırkçı rejim. Avrupa’da azınlık milliyetçiliği. D.Avrupa ve Balkanlarda günümüzde etnik milliyetçilik. Milliyetçiliğin geleceği. Milliyetçilik, ulusalcılık, yurtseverlik terimlerinin günümüzdeki durumu)
3)      Azgelişmiş ülke milliyetçiliği:
  1. Üstün IRK milliyetçiligi  (Etkileyen ve hazırlayan öğeler, kaynakları, ideolojisi [bağımsızlık, Batılılaşma, kimlik inşası])
  2. Siyah Afrika milliyetçiliği
  3. Karşılaştırılmaları
B) Küreselleşme
      1) Günümüzde küresel eğilimler
      2) Batı’nın üçüncü yayılma dalgası olarak küreselleşme
      3) Dinamikler ve çelişkiler
      4) Emek, sermaye ve ulus-devlet üzerine etkileri

C) Azınlıklar - Genel
     1) Kavramın doğuşu ve tarihsel gelişmesi (Avrupa, Osmanlı İmparatorluğunda
         Ümmet-Millet Sistemi)
     2)  Temel kavramlar (tanım sorunları, kimlik meselesi, devlet politikaları
           [etnik/dinsel temizlik, ayrımcılık, bütünleşme], self-determinasyon)
     3) Hak türleri ve sorunları (Etnik-dinsel talepler, tanıma ve statü)
    
D) Azınlıklar – Türkiye -Pomaklar
     1) Temel bilgiler
     2) Lozan düzeni Pomakları da kapsıyordu (uygulamanın durumu, Md. 39/4)
     3) İç mevzuat Etnik Gruplar ve Pomaklar
     4) İçtihat (Anayasa M., Yargıtay, Danıştay)
     5) Uygulama (Etnik kültürel hakların durumu, AB reform paketleri)
     6) Tahlil ve sonuç (zihniyet ve temelleri, alt ve üst kimlikler, Azınlık Raporu, iki
         çağdaşlaşma dalgasının karşılaştırılması)

Kullanılan kaynaklar:

-          Azgelişmiş Ülke Milliyetçiliği – Hindistan – Türkiye - Kara Afrika Modeli (B.Oran)
-          Atatürk Milliyetçiliği – Resmî ideoloji dışı bir inceleme (B.Oran)
-          Küreselleşme ve Azınlıklar (B.Oran)
-          Türkiye’de Azınlıklar – kavramlar, teori, Lozan, iç mevzuat, içtihat, uygulama (B.Oran)

Zaman ve olanak buldukça internet, görsel yada yazılı medya, doğruluğu tam kanıtlanmış yazılı belge ve bulgulardan faydalanarak elimden geldiğince bilgilendirme yazılarıma devam edeceğim. SAYGILARIMLA - Si Zdrav. N.D